Yönetmen : Uğur Akünlü

Senaryo : Taylan Işıklar

Oyuncular : Toygun Ateş , Arda Esen, Kemal Uçar, Fulden Akyürek, Cahit Kaşıkçılar, Enes Kaya, Gamze Gözalan

 Korku Türü yapımlardan olan Cin-i Ayet henüz küçük yaşlarda ailesinin katledilmesinden sorumlu olan ifritten intikamını almak isteyen Salih’in öyküsünü anlatır. Salih hayatını cinlerle mücadeleye adamış bir adamdır. Çocukluk yaşında annesine ifrit musallat olmuş ve ailesi katledilmiştir. Hem beladan kurtulmak hem de sonradan varlığından haberdar olduğu kardeşi Serpil’i  bu lanetten korumak için mücadele verir. Yaşanan elim olay sonunda Salih yetişkin bir birey olmuştur. Tek başına yaşamını devam eden Salih küçük yaşta kendine verdiği söz üzerine kurulu bir filmdir. Salih için büyük gün gelmiş olsa ancak hesap edemediği bir durumla karşılaşır. Çok güçlü bir cinin kendisine hazırladığı tuzağın içine düşer. Başı büyük beladadır artık. Bu yetmezmiş gibi kardeşinin amansız hayatına girişi söz konusudur. Varlığından bile haberi yoktur oysa. Kardeşi de amansız bir tehlikenin içine sürüklenmektedir. Hem kendi canını hem kız kardeşinin canını kurtarmak zorundadır. İntikam yeminini gerçekleştirmek için tüm gücünü ve belleğini kullanmak zorundadır.

Akünlü Filmin görüntü yönetmenliğini de yapmaktadır. Konusu musallat olayını anlatır. Oldukça inandırıcı ve gerçekçi tasarımlara rastlanır. Film mekanları büyücü odaları alim odaları ince çalışılmış olduğunu hissettiriyor. Bazı sahnelerde küçük ihmallerde vardır. Senaryodaki başarılı karakter yaratımı ve oyuncuların başarılı performansları göz dolduruyor. Görüntü yönetmeni ışık ve kamera açılarını iyi yakalamış ve birçok sahnenin seyrini arttırmıştır. Korku atmosferine de yardımcı olmuştur. Filme dair makyajlar başarılı ayrıca Türk korku filmlerinde rastlanmayan sahnelere yer verilmiştir.

Salih’in araştırmaları devam ederken bir yandan cin çıkarmalar esnasında yaşanan ölümlere dair polis soruşturmaların olması filmin korku ve polisiye çizgisinde ilerletiyor. Bazı sahnelerin uzunluğu olumsuz tarafı olsa da finalin hızlıca geçiştirilmesi kapanış beyaz perdeye erken yansıyor. Cini konu alan filmler Türk insanının yabancı olmadığı yıllarca büyüklerinden mutlak dinlenen hikayeleri olan konular artık beyaz perdeye daha teknoloji ortam ve görsel efektler ile geliyor. Basit görünen konular bu efektler ile görsel şölene dönüyor. Konu ile ilgili seçilen mekanın konuya uygunluğu o mistik havayı yaşatabilmek zordur. Çünkü insanların bu konuya dair geçmişten gelen fikirleri zaten bulunuyor. Bu yüzden bunun biraz üstüne çıkan filmler tercih ediliyor. Bu noktada film teknolojisinde kullanılan görsellikler mekanın önemi ve kullanılan makyaj seyircisini ekrana bağlayacak güçte olmalıdır. Eski filmlerde hoca çağrılır iki dua edilir ve kişi kurtulması için yardım edilirdi. Ama şimdi yapılan filmlerde karşı tarafın entrikaya hakim olması karşılıklı mücadele ruhu verilmiş sonu her zaman mutlu bitmeyen bu tarz filmler görmekteyiz.

Cin-i Ayet filminde yönetmenin sonuçta ölenlerin cinayet anlamında incelenmesi işin içine polisin girmesi onu klasik bu türden ayırmış. İnsan hayal gücünün sınırsızlığı filme de yansıyor. Korkunun bilinçaltına yerleşmesi ve hüküm sürmesi bu filmde ayrıca karşısına getirmesi ayrı bir hava vermiş. Korku filmleri hayranları seyrettiğinde daha iyi anlayacaklardır. Bu tarz filmlerde sağlam senaryo,  iyi oyuncu,  makyaj ve mekan bununla birlikte müzik tamamlayıcıdır.