Küçük Kıyamet Filmi Oyuncuları ve Konusu
Yönetmen : Duru Taylan Yağmur Taylan
Senaris t :Doğu Yücel
Oyuncular :Başak Köklükaya , Cansel Elçin , Binnur Kaya ,Ece Ekşi, İlker Aksum
Yapımcı :Hayri Aslan
Küçük kıyamet 2006 yapımı bir filmdir. Olası bir İstanbul depreminden hareket ederek felaket beklentisi travma olarak beyaz perdeye yansıtılmış. 18. Ankara Uluslar arası Film Festivali Ulusal Film Yarışması’nda en iyi kurgu ödülünü almıştır. Buda ciddi travmalar yaşamasına neden olur.
Küçük kıyamet insanın doğal afetler karşısında perişan hallerini yakın planda inceler. Konuşulan deprem senaryoları annesini depremde kaybeden Bilge içinde katlanılmaz hal almıştır. Sürekli bu konu ile ilgili paranoya yaşar ve artık bu şehirde yaşayamayacağını düşünerek yeğenlerini de yanına alır ve ufak bir güney kasabasına yerleşir. Yazık ki burada da esrarengiz olaylarına maruz kalır. Başlarına gelen gizemli olaylar ve kaçtıkları korkular aslında hep yanlarında olacaktır. Fethiye’nin Kaya köyünde çekimleri yapılmıştır. Deprem sonrası yaşanan tedirginlikle aile topluca köy evine gidip yerleşmiştir. Evin karşısına yakın bir yerde mezarlık hepsinin dikkatini önce çekmiştir. Evi görmeden internetteki görselle bakarak geldikleri için gördüklerini yadırgasalar da başla çareleri yoktur.
Bilge geçmişin ve depremin etkilerini yıllar geçmesine rağmen ailesinin gömülmesine kadar şahit olmuş bu onda bilinç altında bir travma yaratmıştır. Sürekli kızı Edayı bu noktada takip etmektedir. Bilge sürekli kabuslar görmektedir. Zeki ise bunu yaşadıkları olayların etkisi olduğunu düşünmektedir. Karşılarında mezarlıkta mezar taşlarında isimlerini gören aile iyice korkmuştur. İlker Aksum da iyi bir rol üstlendiği filmde görsel anlamda iyi bir iş çıkarılmış. Ölüm ve korku üzerine yaşanan gerilimi oldukça güzel işlemiş bir yapımdır. Kendilerine evi gösteren adam önce yardımcı sonra kabuslarının adamı olmuştur. Güzel bir mekanın neden boş olduğu yadırgayan Zeki bu duruma anlam verememiştir. Bir yeni mekanda geçen sahneler ,bir yaşadıkları şehirde geçmesi yaşanan deprem ve sonrası geçişler filme farklı bir hava yaratmış.
Yaşanan deprem sonrası çoğumuz tedirginlik yaşadık. Deprem çantaları hazırladık. İlk ihtiyaçları sıralı şekilde bu çantalara yerleştirdik. Her an yaşanası deprem bir kere bile yaşanması bile birçok insanı tedirgin etti. Hatta bu depremlerden ağır hasarlar alanlar uzun süre etkisinden kurtulamadı. Eşini anasını babasını kardeşini kayıplar veren insanlar hatta sakat kalanlar oldu. Bu bir deprem gerçeğiydi. Ülkemizin deprem kuşağında oluşunu hep unutuyoruz. Genel yapılarda çok eski ve güçlendirme bile yapılmamış. Bırakın büyük depremi orta şiddetli bir depremde ciddi kayıplar yaşanabilir. Hatta koca metropol şehirler yok olabilir. Son dönemlerde gerek yerli gerek yabancı bu tarz filmler bizi ürkütse de bir gerçeği de ortaya koyuyor. Biz deprem kuşağında yaşıyoruz ve böyle bir risk her zaman var. Önemli olan bu gerçekle yaşamasını bilmek ve tedbiri elden bırakmamak. Depremden önce yapıların insanları öldürdüğünü biliyoruz. Bu gerçekle yaşayan ve buna göre yapılar düzenleyen ülkeler bize göre daha az hasarla atlatıp yaşamlarına devam edebiliyor. BU tür afetlerde neler yapılacağı konusunda birçok kurum ve kurulu eğitimler vererek insanları bilgilendirmeye yönelik çalışmalar yapıyor. Küçük kıyamet filmi bu anlamda bizim gerçeğimizi ortaya koyuyor. Korumacı yapımız öne çıkıyor bunun yerine bu gerçekle yüzleşmeli ve gerekn önlemleri almak daha doğrudur. Günümüz kuşağının iyi oyuncuları bu konuyu bize hatırlatmak adına iyi performanslar göstermiş. Korkunun şekli önemli belki ama korku her şekilde korkudur. Sonuçları hep kötü olabilir belki ama öğretisi de olan korkular mevcut.
Bu tür felaketleri yaşamamak ümidi ile gerçeğimizi de unutmadan bilinçaltında baskılayıp korkunun da esiri olmadan yaşamak gerekir.